MUHASEBEYE DAİR…
Muhasebe neydi? Muhasebe bir mücadelenin adıdır. Her raporda, her hesapta insana dokunur. Rakamların gölgesinde sürdürülen hayatlar. Bilgeliğe adanan ömürler… Her şeyin ötesinde odak noktasında “yaşam” vardır. Bir şekilde şüpheciliğin insanı nasıl gerçeğe ulaştırdığının dünyaya ispatıdır aslında.
Muhasebe insanlığın üstün bir disiplin yaratma çabası sonucu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle temelleri gerçekliğe ve şeffaflığa dayanır. Muhasebenin özü ise, gerçeği özneye indirgemektir. Zira muhasebe sayıların, niyetin, sözün ve davranışların birbiriyle uyumlu olmasıdır. Tarih boyunca insanlar muhasebeyi hep yüce bir varlık olarak gördü. İskenderiye kütüphanesinin yakılmasına da şahit oldu. Giordano Bruno’nun Roma’nın Campo de Fiori meydanında katledilmesine de. Piramitler inşa edilirken de vardı, Roma imparatorluğu tarih sahnesinden silinip, giderken de. İnsanlık onu hep gerçeğe ulaşmak için kullandı. Çünkü güven ve doğruluk onun en önemli kutsallarıdır.
Medeniyeti yaratan şeyin esas itibariyle entelektüel kültür olduğuna inanan muhasebeciler, vefakâr insanlardır. Sunmuş oldukları raporlar yaşanmış olayları anlatır ve geleceği inşa etmek isteyenlere ilham verir. Muhasebecilere göre, muhasebe yalnızca hesapların uyumlu düzenini ortaya çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik yaşamın bir parçası olan devleti ve öteki kurumları da yaratır. Muhasebenin toplumun refahına katkıda bulunmasını mümkün kılmayı amaç edinirler. Nitekim muhasebeciler bu bakış açısı ile hedeflerini güven, doğruluk ve şeffaflık gibi ahlaki değerler üzerine şekillendirir. Bu nedenle muhasebenin varoluş anlayışı, muhasebecileri hakikate göre yaşayan insanlar haline gelmesini amaçlar.
Muhasebe mesleğini icra eden biri olarak benim payıma düşen, daha iyi bir meslek için elimden gelenin en iyisini yapmaktır. Aslında tüm idealim, her türlü olumsuzluğa karşı iyiye ve güzelliğe doğru bir adım atabilmek ve dokunabildiğim körelmiş fikirleri yok edebilmek. Bunu vefa borcu veya görev olarak da adlandırabiliriz. Umarım bu kitapla bunu yerine getirebilirim.
Bu kitap, meslek lisesi stajyerliğimden bir hatıra olarak kalan, soğuk kış günleri ve insanı kavuran o sıcak yaz aylarında ellerinde çanta onlarca kilometre yol yürüyen muhasebeci çıraklarına ithafen yazılmıştır.
Her yolculuk merakla başlar…
İsmail TEKBAŞ